Karadağ'ın Tarihi

 Bu yazımda sizlere Karadağ'ın tarihinden kısaca bahsedeceğim. Karadağ’ın tarihi, Orta Çağ’ın erken dönemlerinden başlayarak günümüze kadar uzanan 1.500 yıllık köklü bir geçmişe sahiptir. Gelmiş geçmiş birçok uygarlık tarihinde olduğu gibi, Karadağ’ın da tarihinde, ülkenin kültürünü şekillendiren, katliamlar, kıtlıklar, savaşlar ve Karadağ halkı için derin anlam ifade eden olaylar yaşanmıştır. Dilerseniz hemen sizlere Karadağ'ın tarihi hakkında bilgi vereyim. 


Karadağ’ın tarihi, Orta Çağ’ın erken dönemlerinden başlayarak günümüze kadar uzanan 1.500 yıllık köklü bir geçmişe sahiptir. Gelmiş geçmiş birçok uygarlık tarihinde olduğu gibi, Karadağ’ın da tarihinde, ülkenin kültürünü şekillendiren, katliamlar, kıtlıklar, savaşlar ve Karadağ halkı için derin anlam ifade eden olaylar yaşanmıştır.

6. yüzyılın sonlarına doğru, Slav halklarının Balkanlar’a göç etmesinden önce, günümüzde Karadağ olarak bilinen bölgede İliryalılar yaşamaktaydı.

İlirya halkı, günümüz Karadağ halkının ataları olarak kabul edilmektedir. İlirya halkı, zaman içerisinde Slav ırkının etkisinin altına girmiştir ve kendi benliklerini kaybetmişlerdir.

Roma’nın karşısında yer almakta olan Dalmaçya bölgesi, Roma işgalinden kaçan sığınmacıların kaçış noktasına dönüşmüştür. Roma’nın gücünü yitirmesinin ardından, Dalmaçya’ya kaçmış olan sığınmacılar, göçtükleri yere yerleşmiş ve Slav ırkının etkisinin altına girmiştir.


1997 yılında Karadağ’da gerçekleştirilen cumhurbaşkanlığı seçimi tekrarlanmak zorunda kalmıştır. Tekrarlanan Karadağ cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de usulsüzlük yapılmış ve bu seçimin sonunda Milo Djukanovic, Momir Bulatovic’i yenerek başa gelmiştir.

Yıllarca süren tartışmalardan ve anlaşmazlıklardan sonra, 2003 yılında Yugoslavya Federal Cumhuriyeti kendisini Sırbistan ve Karadağ olarak yeniden adlandırmış ve resmi olarak yeniden bir birlik olarak kurulmuştur.

3 Haziran 2006 tarihinde, NATO gözetiminde gerçekleştirilen referandumda %55.5 oy çokluğu ile Karadağ, Sırbistan’dan ayrılmış ve bağımsızlığını kazanmıştır.


Bu yazımda da sizlere Karadağ'ın tarihi hakkında bilgi vermiş oldum. Bunun gibi ve dahası tarihi olay, kültür, gezi yerleri vb. şeyler için sitemi takipte kalın.

Karadağ'ın Yöresel Yemekleri Nelerdir?

 Bu yazımda sizlere Karadağ'ın yöresel yemekleri nelerdir? bunlardan bahsedeceğim bildiğiniz üzere; Balkanların bu sevimli ülkesinde özellikle et yemekleri çok tüketiliyor. Ülkede Osmanlının yıllarca sürdüğü hakimiyetin etkilerini Karadağ yemekleri içinde de görmek mümkün olabiliyor. Bunun yanı sıra Akdeniz mutfağından da etkilenen ülkenin yemek kültürü Türklere fazlaca hitap ediyor. Bu nedenle ülkemizden Karadağ’a giden ziyaretçiler damak tadına uygun tanıdık birçok lezzet bulacaktır.

Evet artık Karadağ'ın yöresel yemekleri nelerdir? sorusunun cevaplarını vereyim.

Kaçamak


Mısır unu ve tereyağ ile yapılan ve farklı versiyonları da bulunan kaçamak ülkemizde olduğu kadar Balkanlarda da çok iyi biliniyor ve severek tüketiliyor. Birçok restoranda menülerde bulabileceğiniz kaçamak bakalım nerede daha iyi yapılıyor?


Cicvara


Bir tür lapa olan cizvara da Balkan mutfağı içinde önemli bir yere sahip olan ve Karadağ’da mutlaka denemeniz gereken lezzetler arasında bulunuyor.


Gulaş


Esasında bir Macar yemeği olan gulaş Karadağ yemekleri konuşulurken de es geçilmemesi gereken bir lezzet. Et ve çeşitli sebzelerle hazırlanan bu yemek daha çok ülkemizdeki et soteye benziyor ve Karadağ yerlileri tarafından çok sevilerek yeniyor.


Cevapcici


Balkanlarda İnegöl Köfteye verilen isim. Yuvarlak bir ekmeğin içinde lezzetli etlerle hazırlanmış köfteler afiyetle mideye indirilir. Tabi ülkemizde yapılan İnegöl Köfte kadar lezzetli değil, onu da baştan söyleyelim.


Papara


“Paparayı yemek” tabirinin buradan geldiğiniz tahmin etsek de neden bu yemekle özdeşleştiği konusunda tam bir fikrimiz yok. Ekmek ve sütle çeşitli baharatların karıştırılmasıyla yapılan bu yemek “Karadağ’da ne yenir?” sorusunun cevabını arayanların denemesi gereken bir lezzet. Bu yemeğe “popara” de denmektedir. Bu şekilde duyarsanız da şaşırmayın.


Popeci


Karadağ’da Müslümanlar kadar gayrimüslim insanlar da yaşamaktadır. Bu nedenle gerek evlerde gerekse restoranlarda yapılan yemeklerde domuz eti de kullanılabilmektedir. Domuz etiyle yapılan popeci de bu yemeklerden biri ve Peynir ve şarap eklenerek yapılıyor. Domuz eti yiyen ziyaretçiler için Karadağ mutfağı içinde bu lezzetin de denenmesi gerektiğini düşünüyoruz.


Burek


Bildiğimiz börek. Tabi objektif olmak gerekirse Balkan halkının börek işini layıkıyla yaptığını söylememiz gerek. Karadağ’da uygun fiyata leziz bir şeyler yemek isterseniz bulabileceğiniz en iyi cevaplardan biri burek olacaktır. Bureğin peynirlisi, patatesli, ıspanaklısı gibi çeşitleri bulunuyor. Her bir çeşidinden bir miktar alarak hangisinin size daha fazla hitap ettiğini belirleyebilirsiniz.


Bu yazımda da sizlere Karadağ'ın yöresel yemekleri nelerdir? sorusunun cevabını vermiş oldum. Bunun gibi ve dahası yazılar için sitemi takipte kalın.


Karadağ'da Gezilecek Müzeler

 Bu yazımda sizlere Karadağ'da gezilecek müzeleri anlatacağım. Başta Karadağ’ın başkenti Podgorica olmak üzere, birçok farklı şehirde tarihi eser niteliğinde yapılarla karşılaşabilirsiniz. Karadağ nispeten yeni kurulan bir devlet olduğu için, buraya kazandırılmaya çalışılan yeni kültür varlıkları da var. Özellikle mimari alanına ilgi duyuyorsanız, Karadağ yollarına düşmeden önce telefonunuzun ya da fotoğraf makinenizin hafızasında yer açmayı ihmal etmeyin. Burada eski ve yeninin güzel birleşimlerini bulacaksınız. Dilerseniz hemen Karadağ'da gezilecek müzelere bir göz atalım.


Karadağ Ulusal Müzesi



Eskiden Parlamento Binası olan bu yer; Kral Nikola Meydanı’nda yer alıyor. Burası zamanında Karadağ Kralı I. Nikola Petrovic’in eski ikametgahı olduğu için; Nikola Sarayı olarak anıldığına da şahit olabilirsiniz. Müze kapsamındaki mahkeme kütüphanesinde 10 bin ender kitap bulunduğundan söz ediliyor. Madalya, mühür, amblem, arma ya da silah gibi birçok tarih kokulu obje ile müze koridorlarında karşılaşmak mümkün. Burada ayrıca iki ayrı galeri alanı var.


Njegos Müzesi



Adını Biljarda yani Türkçe tercümesi ile bilardo kelimesinden alan saray; bir odasını tamamen bu oyuna ayırıyor. Bunun nedeni, 1838 yılında sarayın inşa edilmesini isteyen Prens Petar II. Petrovic Njegos’un bilardo oyununa olan merakı. Hemen not düşelim; bu önemli kişilik, aynı zamanda Karadağ’ın yetiştirdiği en büyük filozof ve şairlerden de biri. Karadağ’a kadar gelmişken Njegos hakkında bir şeyler öğrenmeden dönmemelisiniz.



Kedi Müzesi



Karadağ’da kedi severlerin bayılacakları bir adres var. Kedi çizimleri, fotoğrafları, kedili kitaplar, pullar, dergiler, sanat eserleri… Kedilere dair her şeyin Karadağ’da toplandığını söylesek yanılmış olmayız. Müze, Kotor’da bulunuyor. Kotor’un ambleminde bile kara bir kedi olması asla tesadüf değil. Eğer kedinizin resmini bu müzeye göndermek isterseniz, 2 euro karşılığında can dostunuzun varlığını ölümsüz hale getirip bir de sertifikaya sahip olabiliyorsunuz.


Kotor Denizcilik Müzesi



Bir meslekten çok daha fazlasını, bir yaşam tarzını ifade eden denizciliği bir de Karadağ halkından dinleyin. Kotor’da bulunan müzede, Birinci ve İkinci Dünya Savaşı’nı temsil eden özel bölümler de var; denizciliğin tarih boyunca değişen modellerini gösteren sergiler de.


Petrovic Sarayı



Bin eserlik kalıcı bir koleksiyona sahip olan sanat merkezi, Petrovic Sarayı sınırlarına dahil. Saray esasında 19. yüzyıl yapımı bir eser; geçmişte yazlık konut olarak kullanıldığı bir dönem de var. Şu anda ise, Irak ya da Güney Afrika gibi ülkelerden getirilen geçici sergiler ya da lokal sanatçıların oluşturduğu galeriler burada sergileniyor.


Bu yazımda da sizlere Karadağ'da gezilecek müzeler hakkında bilgi vermiş oldum. Bunun gibi ve dahası içerik için sayfamı takipte kalınız.

Karadağ'ın Tarihi Yerleri

Karadağ sadece doğal güzellikleri, denizi ile değil tarihi güzellikleri ile de ön plana çıkan bir ülke. Şimdi ise sizlere Karadağ'ın tarihi yerlerinden bahsetmek isterim. Dilerseniz hemen Karadağ'ın tarihi yerlerini kontrol edelim.

Cetinje


Karadağ'ın kültürel zenginliklerine yakından bakabileceğiniz Cetinje, Karadağ'ın eski başkenti. Zaten bu kültürel zenginlik de buradan geliyor. Kotor ve Perast'ı çevreleyen dağların hemen üstünde bulunan Cetinje'nin merkezinde ziyaret edebileceğiniz pek çok müze ve kilise yer alıyor. Çok küçük bir bölge olduğu için Cetinje'nin her yerini yürüyerek rahatlıkla gezebilirsiniz. Ayrıca toplam 10 Avro ödeyerek, Cetinje'de yer alan tüm müzeleri ziyaret edebiliyorsunuz.

Ostrog Manastırı


Karadağ'ın tarihi yerlerinden biri olan Ostrog Manastırı, tam merkezde yer alıyor. Kotor ve Budva'dan araçla yaklaşık 3 saatte ulaşılabilen Ostrog Manastırı, görünüm itibariyle bizim Trabzon'daki Sümela Manastırı'nı andırıyor. Dağın tepesinde bulunmasından dolayı manastıra çıkmak biraz zahmetli. Tüm ortamı hissedebilmek adına yürüyerek çıkabileceğiniz gibi, 30 Avro karşılığında turlara da katılabilirsiniz. Ostrog Manastır'nın en önemli özelliği, her dinden insanı bir araya getiriyor oluşu. Ayrıca manastır bünyesinde bulunan Konak'ta, 3 güne kadar ücretsiz konaklayabiliyorsunuz.

Kotor Kalesi


Tıpkı Budva gibi, Kotor da Karadağ'da rotanızı çevirmeniz gereken yerlerden biri. Avrupa'nın en büyük fiyordunu görebileceğiniz Kotor'da, gezip görmeniz gereken pek çok yer var. Bunlarında başında da Kotor Kalesi geliyor. Kaleye çıkış gerçekten de bir hayli zorlu. Biraz klişe olacak ama göreceğiniz manzaranın buna değeceğine emin olabilirsiniz.

Tara Köprüsü



Đurđevića Tara Köprüsü, Karadağ’ın kuzeyindeki Tara Nehri üzerinde inşa edilmiş büyük kemer köprüdür. 1940 yılında tamamlandığında, Avrupa’da betonarme olarak yapılan en büyük yol köprüsü oldu. Pljevlja’daki, Budečevica ve Trešnjica köylerini bir birine bağlar. İkinci Dünya Savaşı sırasında kısmen tahrip olmuş olan bu köprü tamamen tamir edildi ve sonrasında Eylül 1946’da tekrar faaliyete geçti.

Perast’taki Kayaların Hanımı (Lady of the Rocks in Perast)



Bu küçük ada 15. yüzyılda insan yapımı olarak kayalar ve batık gemilerden yapıldı. İnsanlar gemileri kayalarla dolduruyorlardı ve onları batırıyorlardı. Böylece adanın boyutunu bugün olduğu şekline getirdiler. Bu adacıktaki en ilgi çekici yer Roma Katolik Kilisesi (İtalyanca: Chiesa della Madonna dello Scarpello). Burada eski binaları ve çeşitli tarihi eserleri ekli müzede görebilirsiniz. Bu kilisenin içi ise İncil’den sahneleri betimleyen birçok tabloyla boyanmıştır.

Sahat kula Herceg Novi



Herceg Novi’nin birçok cazibe merkezi vardır. Bunlardan biri Sat Kula (Sahat Kula – Toria, yani Saat Kulesi). Sultan Mahmud, 1667 yılında yaptırmıştı. Türk/Osmanlı yönetimi sırasında bu yapı, şehrin ana giriş kapısı olarak hizmet vermiştir. Bu yapının meydanında, şehrin kurucusu Tvrtko I Kotromanić’i anmak için yanık odundan yapıldığı için çoğunlukla Siyah Madonna olarak adlandırılan Madonna’nın bir heykeli bulunmaktadır.


Bu yazımda da sizlere, Karadağ'ın tarihi yerleri hakkında bilgiler vermiş oldum. Bunun gibi birçok yazı için sitemizi takipte kalın.


Karadağ'ın Doğa Harikaları

 Bu yazımda size Karadağ'ın doğa harikaların dan bahsetmek istedim. Karadağ'ın denizi kadar doğasının da bir o kadar güzel olduğunu biliyor muydunuz. Haydi şimdi size Karadağ'ın doğa harikalarından birkaç yer göstereyim.


Kotor Körfezi

Kotor Körfezi, yalnızca Kotor’un değil; tüm Karadağ’ın doğa harikalarının bir tanesidir. Avrupa’nın en büyük fiyord oluşumlarından bir tanesi olarak gösterilen Kotor Körfezi’ni motorla turlamak da mümkün oluyor. Kotor-Perast arasında epey düz yol bulunuyor ve bu hatta bisiklet sürmek doğa tutkunlarına harika bir deneyim yaşatıyor. Tarihi yönü de kuvvetli olan ve Karadağ’ın doğa harikaları arasında en bilinenlerden bir tanesi olan Kotor Körfezi, kendine has dokusuyla her yıl yüz binlerce turisti kendisine çekmeyi başarıyor.



Tara Kanyonu

Avrupa’nın en büyük kanyonu olma özelliğini taşıyan Tara Kanyonu, Karadağ'ın doğa harikaları arasında ilk sıralarda yer almaktadır. Karadağ’ın Bistrica adlı bölgesinden başlayan Tara Kanyonu, Bosna-Hersek’in Hum adlı bölgesine kadar uzanmaktadır. Toplamda 82 km uzunluğa sahip olan bu eşsiz kanyon; harika doğal yaşamı, endemik bitki türleri ve yemyeşil doğası ile her yıl yüz binlerce kişiyi kendisine çekmeyi başarmaktadır. 2 bin metreyi geçen dağlarında muhteşem yürüyüş parkurlarının bulunduğu Tara Kanyonu, dünyanın da en büyük kanyonları arasında yer almaktadır. Nitekim ABD’de yer alan Büyük Kanyon’dan sonra ikinci en büyük kanyondur. Rafting ve doğa yürüyüşü gibi aktivitelerin de yapılabildiği bu Karadağ'ın doğa harikasına gittiğinizde, saatlerce oradan ayrılmak istemeyeceğinize emin olabilirsiniz.



Durmitor Milli Parkı

Durmitor Milli Parkı, Karadağ'ın kuzeyinde, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan koruma bölgelerinden. Etkileyici dağlar, tertemiz hava, görkemli zirveler, iğne yapraklı ormanlar, yemyeşil çimenlik platolar ve cam gibi dağ gölleri Durmitor Milli Parkı’nda karşılaşabileceğiniz güzellikler arasında. Yürüyüş, dağ bisikleti, rafting gibi doğa sporlarının yapıldığı milli parkta bulunan Tara Kanyonu, Avrupa‘nın en derin kanyonu (1300 metre) unvanını taşıyor.




Skadar Gölü

Karadağ’ın doğa harikalarını deneyimlemek için bir başka adres de Skadar Gölü. Son dönemde ülkeyi ziyaret eden doğa tutkunlarının rotasına girmeye başlayan Skadar Gölü, Balkanların en büyük gölü unvanına sahip.

Aralarında Dalmaçya pelikanı da olmak üzere 260 farklı kuş türüne ev sahipliği yapan Skadar Gölü üzerinde yapılan bot turları göl ziyaretçileri için unutulmaz bir deneyim yaşatıyor. Kuş gözlemcileri ve bilim insanlarının da sıklıkla ziyaret ettiği göl kendi adını taşıyan bir milli parkın sınırlarında yer alıyor. Gölün çevresinde orta çağ ada manastırları, geleneksel balıkçı kasabaları, kaleler ve el değmemiş plajlar bulunuyor.


Bu yazımda da size, Karadağ'ın doğa harikalarından bahsettim. Bunlar gibi daha çok haber okumak istiyorsanız takipte kalın.

© Tüm Hakları Saklıdır.
made with by Fiyort Bilişim